Yurtdisi Reklam Hizmetlerinde Kdv
Yurt dışına mal ve hizmet ihraç eden Türkiye’de yerleşik ihracatçı firmalar, mal ve hizmetlerinin tanıtımını yapmak, müşteri bulmak vb. nedenlerle, çeşitli reklam ve pazarlama tekniklerine başvurabilmektedirler. Bu tekniklerden birisi de, mal ve hizmetlerin yazılı ve görsel olarak yurt dışında reklam ve tanıtımını yapmak yada yaptırmak, ihraç edilecek mal ve hizmetlerin yurt dışında bir komisyon karşılığı pazarlanmasını sağlamaktır. Bu şekilde ortaya çıkan yurt dışı reklam ve komisyon giderlerinin Türkiye’de gider kaydı ve anılan reklam ve komisyonların KDV karşısındaki durumu özellik arz etmektedir. Aşağıda, yurt dışı reklam ve komisyon giderlerinin GVK ve KVK yönünden gider kaydı ve anılan işlemlerin KDV karşısındaki durumu incelenecektir.
II- YURT DIŞI REKLAM VE KOMİSYON GİDERLERİNİN GİDER KAYDI VE KDV KARŞISINDAKİ DURUMU A- YURT DIŞI REKLAM VE KOMİSYON GİDERLERİNİN TÜRKİYE’DE GİDER KAYDEDİLİP KAYDEDİLEMEYECEĞİ
GVK’nın 40/1. maddesinde, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin ticari kazancın safi tutarının tespitinde indirilecek gider olarak dikkate alınacağı hükme bağlanmış bulunmaktadır. KVK’nın 13. maddesinde ise safi kurum kazancının tespitinde GVK’nın ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Her iki hüküm çerçevesinde, genel giderlerin ticari kazancın safi tutarının tespitinde indirilecek gider olarak dikkate alınabilmesi için,
– Yapılan giderin ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile doğrudan ilgili olması,
– Gider karşılığında maddi veya gayri maddi bir kıymet iktisap edinilmemiş olması,
– Yapılan giderin kanunen kabul edilebilir bir gider olması diğer bir ifade ile kanunen kabul edilmeyen gider olmaması gerekir.
Ticari kazancın safi tutarının tespitinde dikkate alınan giderler arasında, reklam, pazarlama, satış ve dağıtım giderleri de yer almaktadır. Reklam, pazarlama, satış ve dağıtım giderleri, mal ve hizmetlerin satışlarını ve buna bağlı olarak satış hasılat ve karları artırmak için yapılan en önemli giderlerden biridir. Bu giderler, firmaların pazar paylarını ve satış gelirlerini artırmak, satışa konu mal ve hizmetlerin tanıtımını yapmak için gerçekleştirilmektedir.
Yurt dışına mal ve hizmet ihraç eden firmaların yurt dışında yaptıkları reklam ve pazarlama giderleri GVK’nın 40/1. maddesinde yer alan genel giderlerden olup, bu giderlerin ticari kazancın safi tutarının tespitinde indirilecek gider olarak dikkate alınması gerekmektedir. Ancak, bu ödemelerin kayıtlarda gider olarak gösterilebilmesi için, durumun yurt dışında yerleşik kişi ve kuruluşlardan alınacak geçerli belgelerle ispat ve tevsik edilmesi gerekmektedir. Bu şekilde alınan belgelerin yurt dışındaki temsilciliklerimizde veya yurt içinde noterlerde Türkçeye tercüme ve tasdik ettirilme zorunluluğu 253 Sıra No.lu VUK Genel Tebliği ile kaldırıldığından, firmaların belirtilen şekilde bir tasdik işlemi yaptırmaksızın belgelerde yazılı bedelleri, belgenin düzenlendiği gündeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuru üzerinden YTL’ye çevirerek kayıtlarında göstermeleri gerekmektedir. Ancak, herhangi bir vergi incelemesi sırasında inceleme elemanlarınca gerek duyulması halinde mükelleflerin bu belgeleri tercüme ettirmeleri zorunlu bulunmaktadır (1).
B-YURT DIŞI REKLAM VE KOMİSYON GİDERLERİNİN KDV KARŞISINDAKİ DURUMU
KDV’nin konusuna giren işlemler 3065 sayılı KDV Kanunu’nun 1. maddesinde hükme bağlanmıştır. Madde hükmünün 1. fıkrasına göre,
– Türkiye’de yapılan,
– Ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesindeki mal teslimi ve hizmet ifaları
KDV’nin konusuna girmektedir.
“İşlemlerin Türkiye’de yapılması” ifadesinin esası ise, aynı Kanun’un 6. maddesinde belirtilmiş bulunmaktadır. Bu maddenin 4503 sayılı Kanunla değişik (b) bendine göre, hizmet ifalarında işlemin Türkiye’de yapılmış sayılabilmesi için,
– Hizmetin Türkiye’de yapılması,
– Hizmetten Türkiye’de faydalanılması
şartlarının herhangi birisinin gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Vergilendirme için, bu iki şartın birlikte gerçekleşmesi gerekmemekte, herhangi birisinin gerçekleşmesi yeterli bulunmaktadır. Dolayısıyla, hizmetin yurt dışında yapılması ve/veya hizmetten yurt dışında faydalanılması halinde Türkiye’de KDV söz konusu olmayacaktır.
Mal ve hizmetlerin yurt dışında reklam ve tanıtımının yapılmasına ilişkin hizmetler ile bu mal ve hizmetlerin yurt dışında pazarlanmasına aracılık eden yabancı firmaların aracılık hizmetleri yurt dışında verilmekte, Türkiye’de yerleşik gerçek ve tüzel kişiler ise bu hizmetlerden yurt dışında yararlanmaktadır. Çünkü, her iki hizmet de, Türkiye’de yerleşik gerçek veya tüzel kişilerin yurt dışına mal ve hizmet ihraç etmeleri sonucunu doğurmaktadır. Dolayısıyla, yurt dışı reklam ve tanıtım hizmetleri ile yurt dışı müşteri bulma (aracılık) hizmetlerinin Türkiye’de vergilendirilebilmesi için gerekli olan ve KDV Kanunu’nun yukarıda sözü edilen 6/b maddesinde yer alan 2 şart da gerçekleşmemektedir. Bu hizmetler yurt dışında verilmekte ve bu hizmetlerden yurt dışında yararlanılmakta, hizmetin tüm sonuçları yurt dışında oluşmaktadır. Ayrıca, KDV’ye tabi olmayan yurt dışı reklam ve aracılık hizmetleri nedeniyle sorumlu sıfatıyla KDV beyanı da söz konusu değildir (2).
Nitekim Maliye Bakanlığı’nca verilen bir Özelge’de,
“Fransa’da bulduğu müşteriye adı geçen firmanın mal ihraç etmesini sağlayan Fransız firmasının verdiği müşteri bulma hizmetinin Fransa’da verildiği, şirketin hizmetten Fransa’da yararlandığı ve verilen hizmetin mal ihracına yönelik olduğu hususları göz önünde tutulduğunda, Fransız firmanın aldığı komisyon KDV’ye tabi bulunmamaktadır.”
şeklinde idari görüş bildirilmiştir (3).
III- SONUÇ
Yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, yurt dışı reklam ve pazarlama giderlerinin gelir ve kurumlar vergisine esas ticari kazancın (kurumlarda kurum kazancının) safi tutarının tespitinde indirilecek gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır. Ancak, yapılan bu harcamaların yurt dışındaki kişi veya firmalardan alınacak muteber belgelerle ispat ve tevsik edilmesi gerekir. Yurt dışındaki kişi ve firmalardan alınan belgelerin yurt dışındaki temsilciliklerimizde veya yurt içinde noterlerde Türkçeye tercüme ve tasdik ettirme zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak, bir inceleme sırasında inceleme elemanınca gerek görülmesi halinde söz konusu belgeler tercüme ettirilecektir.
Öte yandan, yurt dışında yerleşik kişi ve kuruluşlar tarafından yine yurt dışında ifa edilen reklam ve pazarlama hizmetleri yurt dışında verildiğinden ve Türkiye’de yerleşik gerçek ve tüzel kişiler bu hizmetlerden yurt dışında yararlandıklarından, anılan hizmetler KDV’ye tabi bulunmamakta, bu hizmetler nedeniyle sorumlu sıfatıyla KDV beyanı söz konusu olmamaktadır.
* YMM, E. Ankara Gelirler Bölge Müdürü
(1) Recep Bıyık – Aydın Kıratlı, Giderler ve İndirimler (Güncellenmiş 2. Baskı), Yaklaşım Yayınları, Ankara, 2005, s.115
(2) Şükrü Kızılot, KDV Kanunu ve Uygulaması (Föy-Volant), Yaklaşım Yayınları, Ankara, 1998, C.2, s.465 vd.
(3) MB’nin, 18.12.1993 tarih ve 121698 sayılı Özelgesi.